İçme ve Kullanma Suyu Kimyasalları

Su fiziksel ve kimyasal özelliklerinin sağladığı bir çok avantajlar nedeniyle, evsel ve endüstriyel amaçlı yaygın şekilde kullanılır. Doğal su kaynaklarından sağlanan suyun büyük kısmı içme-kullanma suyu ve endüstriyel proses suyu olarak kullanılır.

Su bir çok mikroorganizmaya ev sahipliği eder. Mikro organizmaların çoğu insanlarda hastalık yapıcı etkiye sahip zararlı bakterilerdir. Suyun kullanılacağı sistemlere girerek bu sistemlerde yaşamlarını sürdürürler. Elverişli koşullar oluştuğunda ise kolonileşerek hızla çoğalırlar.

Lejyoner Hastalığı:

Su sistemlerinde yerleşen hastalık yapıcı bakterilerin en bilineni ve bugüne kadar yaşanan salgınların nedeni Legionella pneumophila bakterisinin sebep olduğu hastalıktır.

İnsanlarda Legionella enfeksiyonları farklı klinik tablolarla karşımıza çıkabilmektedir. Ayrıca sınıflandırmalarda bulaşma ve enfeksiyona kaynak olan odaklar da dikkate alınmaktadır. Buna göre insanlarda Legionella enfeksiyonları aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir.

Legionella enfeksiyon zinciri 4 halkadan oluşmaktadır

1) Legionella cinsi bakterilerin doğal ortamı (nehirler, göller, termal sular, çamurlar ve kaynak suları)

2) Bakterilerin üreyerek yüksek konsantrasyona çıkmasını sağlayacak dağıtım faktörlerinin ortada bulunması. Doğal ortamda az bulunan bu bakteriler, binaların su sistemlerinde uygun bölge ve koşulları bulduğunda çoğalmaktadır. Bu bölge ve koşullar; klima sistemi soğutma kuleleri, sıcaklıkları yaklaşık 45° C olan sıcak su tankları, su yumuşatma tankları, duş başlıkları ve sıcak su muslukları, su tesisatında yaygın şekilde bulunabilen biyofilm katmanları ve hastanelerdeki solunum terapi ekipmanlarıdır. Yapılan araştırmalar, Legionella enfeksiyonun 3,2 kilometreye kadar mesafedeki kaynakları etkileyebileceğini göstermektedir.

3) Bakterilerin duyarlı konağa ulaşması: Ana rezervuarda üreyen bakteri su ile taşınmakta ve suyun aerolize olması ile solunum yolundan veya doğrudan aspirasyonla insanlara geçmektedir (5 μm’den daha düşük çaplı partiküller direkt olarak solunum sistemine giriş yapar ve Legionella’ya neden olur). Hastalığın (hem Legionella hem de Pontiac Ateşi) insandan insana doğrudan bulaştığı görülmemiştir.

4) Enfeksiyon zincirindeki son halka ise duyarlı konak varlığıdır. Legionella bakterisi solunum yolu ile alınmış olsa da sağlıklı ve bağışıklık sisteminde sorun olmayan çocuklarda ve erişkinlerde enfeksiyon gelişmemektedi

Dalkim Kimya endüstriyel su hijyeni ve Legionella risk yönetimi konusunda kendi bünyesindeki mikrobiyoloji laboratuvarlarında analizler yapar ve uzman personeli ile hizmet verir.

Legionella ve biyofilm oluşumu:

Biyofilm, canlı veya cansız bir yüzeye yapışarak kendi ürettiği polimerik yapıda jelsi bir tabaka içinde yasayan mikroorganizmaların oluşturduğu topluluk olarak tanımlanabilir. Bu jelsi tabaka, bakteri hücreleri tarafından üretilen EPS (extracellular polymeric substances = eksopolisakkarit) adı verilen polisakkarit bazlı bir kafestir. EPS diğer bir deyişle biyofilm tabakasında bakterilerin hücre dışına saldıkları ve onları bir arada tutan matrikstir. Biyofilm tabakasından söz edilmesi için gereken 3 temel eleman yüzey, mikroorganizma ve EPS’dir. Planktonik hücre yapısından biyofilm oluşumuna geçişte hem çevresel hem de fiziksel olmak üzere bakteri hücre yoğunluğu, besin olanağı, hücresel basınç ve yüzey özelliği gibi birçok faktör bulunmaktadır. Biyofilm tabakası çok farklı çevrelerde oluşabilirken, en basit biyofilm tabakası bile karmaşık bir dinamiğe sahiptir.

Mikroorganizmalar gelişimleri için uygun organik ve inorganik maddelerin biriktiği dış yüzeylerde, özellikle gözle görülemeyen çizikler ve aşınmış bölgeler içine yuvalanarak yerleşmekte, birbirlerine ve yüzeylere bağlanarak biyofilm oluşturabilmektedir. Bakteriler kıyısal alanlarda, organik madde girdisinin yüksek olması veya partiküle bağlı olarak gelişebilecekleri, biyofilm oluşturabilecekleri ortamları bulabilmeleri nedeni ile daha fazla çoğalabilmektedirler. Biyofilme tutunmuş bakteriler bu yapının içinde antimikrobiyal ajanlara ve olumsuz çevre koşullarına dirençli hale gelebilmektedirler. Bu nedenle hücrenin yüzeye ilk yapışmasını önlemek, en önemli adımlardan biridir.

Biyofilm oluşumu, dinamik çok aşamalı bir yapılanmadır. Mikroorganizmalar tarafından oluşturulan, çoğunlukla doğal materyallerde gelişen ve “biofouling” olarak tanımlanan bu mekanizmanın başlangıcını, basit gram negatif bakterilerin ortama tutunması oluşturmakta, diatom ve protozoalar daha sonra katılmaktadır

Bakterilerde biyofilm gelişiminin başlaması, besinlerin var olup olmaması gibi spesifik çevresel etmenlere bağlı olarak değişmektedir. Biyofilm gelişimi, taze besiyeri sağlandıkça devam eder. Ancak ortamdaki besin maddeleri tükenince yüzey bağlantıları zayıflar ve planktonik modlarına geri dönerler. Açlık durumu hücrelerin yeni taze besin kaynakları aramalarını, ortamlara daha iyi adapte olmalarını ve yayılmalarını sağlar. Diğer yandan biyofilm oluşumunda yüzey koşullarının özelliklerinin bilinmesinin de son derece önemli olduğunu unutmamak gerekir. Bakteriler yüzeye tutunarak koloni oluştururlar ve ileri aşamada eksopolisakkarit matriks içinde, mikroorganizma topluluğu şeklinde biyofilmler oluşmaktadır

Biyofilmler biyolojik mikroorganizmalar için kaynak oluştururlar. Örneğin Legionella: Özellikle sıcak su sistemleri ve suyun aerosol olarak kullanımı (duş başlıkları, soğutma sistemi serpintileri gibi) söz konusu olduğunda Legionella oluşumu ve miktarı insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.Bakteri hücrelerinin beraberinde biyofilm ve tortuların içerisinde bulunan protozoalar Legionella için konak görevi görürler. Legionella, hareketli gram-negatif, sporsuz çomak şekilli (0.3-0.9 μm x 2-20 μm veya daha uzun), bir veya daha fazla sayıda polar veya alt-polar flagella ile canlı bakteriler şeklinde sularda bulunur. Hem laboratuvar hem de pratik uygulamalarda yapılan araştırmalar biyokütle konsantrasyonunun artması ile Legionella sayısınında arttığını göstermiştir.

Legionella’ların su sistemlerinde birarada büyümesini ve sağ kalmasını etkileyen biyofilm ve tortu oluşumları dışında diğer unsurlar da mevcuttur. Bu unsurlar diğer bakteri türleri (antagonistler veya sinerjistler), sıcaklık, pH değeri, oksijen kısmi basıncı, birikmiş kalsiyum (kalsiyum karbonat) ve korozyondur. Korozyonun sonucu serbest kalan demir iyonları Legionella büyümesi için önemli faktör olabilmektedir.

Legionella’nın ön koşulu su sıcaklığının artmasıdır. Legionella gelişimi için risk faktörleri, su sıcaklık değerleri, uzun süre durağan su hali ve sistemde biyofilm ve tortu varlığının olmasıdır. Canlı Legionella doğal ortamda en iyi 25-55°C’de (buna risk aralığı adı verilir), pH değeri 5.5-9.2’de ve çözünmüş oksijen konsantrasyonu 6.0-6.7 mg/l’de çoğalır.

BİLGİLER

+
1. Sıcaklık
Sıcaklıkla ilgili veriler:
0–20 °C: Üremesi durur (Ancak ölmemekte ve eksi derecelerde aylarca yaşayabilmektedir)
20–25 °C: Üremesi önemsiz derecededir
25–42 °C: Üreme için en uygun sıcaklık aralığıdır
37 °C: Uygun ortamda 2 saat içinde iki katına çıkar. 48 saat içinde de sayısal olarak ileri derecede çoğalarak tehdit edici boyuta ulaşır
43-50 °C: Üremesi durur
50 °C: Birkaç saat yaşayabilir
60 °C: Birkaç dakika yaşayabilir
70 °C: Teorik olarak yaşam şansı sıfıra yakındır (ancak ortamdaki korozyon ve sistemin projelendirilmesi sonucu % 100 etkinlik kolaylıkla sağlanamaz. %99,999 etkinlik bile yeterli sayılmamalıdır)
2. pH değeri: 6,9 en uygun değerdir
3. Demiroksit: Büyüme ve çoğalmayı hızlandırır
Hijyen (nutrientler): Kirler ve birikintiler kuluçka için uygun ortam oluşturulur
• Mikroflora: Ortamda bulunan diğer mikroorganizmaların varlığı

Dünya çapında yapılan araştırmalar, Legionella’nın deniz suyu hariç tüm sularda doğal olarak bulunabileceğini göstermiştir:
• Şebeke suyu, sıcak su kaynakları (örneğin apartman blokları, hastaneler, pansiyonlar, evler ve oteller)
• Yüzey suları (özellikle ısınmış nehirler, göller, göletler)
• Sarnıçlar
• Islak zeminler
• Yüzme havuzları ve jakuzi suyu, ılık su kazanları
• Soğutma suları, soğutma kulesi
• Klimalı nemlendiricilerin püskürtme suları (havalandırma ve klima sistemleri)
• Diş doktoru uygulamaları (turbo delici, çalkalama suyu)

+

30.05.1996 tarih ve 6076 Sayılı Daimi Genelge’ye göre Legionella Bakterisinin Tesislere Yerleşmesini Engellemek için Yapılması Gereken Rutin Uygulamalar
1. Tesiste, Legionella konusunda eğitimli ve riskleri saptayabilecek bir personel görevlendirilmelidir.
2. Sıcak su tankları mutlaka uygun bir noktalarında tahliye musluklarına sahip olmalıdır; böylece belli aralıklarla sıcak su tanklarının tümü ile boşaltılması, temizlenmesi ve dip sedimentinin uzaklaştırılması mümkün olmalıdır.
3. Sıcak su tankları dipte oluşan çamur tortusunu azaltmak için 3 ayda bir boşaltılmalı, temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir; bu işlemin sıklığına sediment birikiminin hızına göre karar verilebilir (yılda 2-6 kez arasında).
4. Soğuk su tankları da yılda en az bir kez boşaltılmalı, temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.
5. Eğer bir sıcak su tankı veya sıcak su sisteminin bir kısmı bir hafta veya daha uzun bir süre ile bakım vb. nedenlerle devre dışı kaldıysa, yeniden kullanıma sokulduğu andan itibaren suyun sıcaklığı en az bir gün süre ile 70 °C’nin üzerinde tutulmalıdır.
6. Sıcak su ısıtıcı tanklarında eğer soğuk su girişi veya sıcak dönüş suyu bağlantısı doğru yapılmamışsa, durgunluk olabilir; bu durgunluk, bağlantı noktalarının değiştirilmesi ile giderilmelidir.
7. Su dağıtım sistemi, herhangi bir ölü-bağlantı/boşluk (su akımının olmadığı ya da çok yavaş olduğu kısımlar) olmayacak şekilde düzenlenmelidir; tespit edilen bütün ölü boşluklar hemen yok edilmeli, kullanılmayan dallanmalar kaldırılmalıdır.
8. En önemli ölü boşluk oluşumları, kullanılmayan muslukların gerisinde kalan su borularıdır; müşteri olmadığında bir süre için boş kalan odalarda musluk ve duş başlıklarının ardında böylesi ölü boşluklar kolayca meydana gelebilmektedir; bunu önlemenin en etkili yolu ise kullanılmayan odalardaki musluk ve duş başlıklarından suyun hergün 3-5 dakika akıtılmasıdır.
9. Binanın hemen her noktasında musluk veya duş başlıklarından akıtılan sıcak suyun ısısı 1 dakika içinde 50-60 °C arasında bir ısıya ulaşabilmelidir.
10. Sıcak su tanklarının ısısı yıl boyunca en az 60 °C düzeyinde tutulmalıdır.
11. Sıcak su tanklarına geri dönen sıcak suyun ısısı en az 50 °C olmalıdır.
12. Duş başlıkları ve musluk filtreleri sediment birikimine neden olur; kullanımından kaçınılmalıdır ya da düzenli aralıklarla (ortalama ayda bir) kireç çözücülerle rejenere edilmelidir.
13. Eğer kullanılmıyorsa, soğutma kuleleri boşaltılmalı ve temizlenmelidir.
14. Kullanımda olan soğutma kuleleri yılda 4 kez mekanik olarak temizlenmeli, tortu ve sediment tamamen uzaklaştırılmalı, organizmaların üremesini engellemek için uygun biyosidler düzenli olarak kullanılmalıdır.
15. Kalorifer sistemi en az yılda bir kere temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.
16. Eğer konaklama tesisi yılın belli dönemlerinde kapalı tutuluyorsa, sezon başında müşteri kabul etmeden önce aşağıdaki önlemleri yerine getirmelidir:
a. Bütün sıcak su tanklarındaki suyun ısısı 70 °C’ye kadar çıkarılmalı (heating) ve en az 24 saat süre ile bu düzey korunmasını sağlanmalıdır.
b. Bütün sıcak su muslukları ve duş başlıklarından en az 30 dakika süre ile suyun akıtılması sağlanmalı (flushing); bu şekilde musluktan akan suyun sıcaklığı en az 60 °C olmalıdır, çünkü bu sıcaklık musluk ve duş başlıklarında yerleşmiş legionellaların öldürülebilmesi için ancak yeterli bir sıcaklıktır.
c. En az 24 saat süre ile musluklardan akan sıcak su ısısı 60 °C’nin üstünde tutulmalıdır. Alternatif olarak sıcak ve soğuk su sisteminin tümünde serbest rezidüel klor miktarı en az 3 ppm olacak şekilde hiperklorinasyon yapılır; en az 24 saat süre ile bu düzey korunur.
d. Sistemdeki ölü boşluklar, tıkanıklıklar saptanmalı ve bunlar iptal edilmelidir.
e. Duş başlıkları ve musluklar temizlenmeli ve oluşan kireç tabakaları giderilmelidir.
f. Soğutma kuleleri tümü ile boşaltılmalı, bütün tortu ve kirlilik uzaklaştırılmalıdır. İç yüzeyler temizlenir ve dezenfeksiyonu sağlanır, gerekli tamirat yapılır ve sediment birikimini önleyecek etkili apareyler takılır. Sistem yeniden kullanıma sokulurken etkili biyosidler (quarterner ammonium bileşikleri vb. dezenfektanlar) uygulanır.
g. Müşteri kabulünden itibaren, yukarıda sayılan 15 madde, düzenli olarak uygulanmalıdır

+

Binanız ve soğutma sisteminiz Dalkim Kimya mühendisleri tarafından kapsamlı şekilde değerlendirilir.

Gerekli tüm noktalardan su ve biyolojik birikim örnekleri alınır.

Dalkim Kimyanın çevresel mikrobiyoloji laboratuvarında ISO 11731 standardı ile yapılan Legionella sayımı analizi yapılır.

Analiz sonuçlarına göre düzeltici müdahaleleri esas alan önleyici bir kontrol programı belirlenir.

Dalkim Kimya’nın soğutma suyu şartlandırma kimyasalları ve Legionella için özel olarak formüle edilmiş Dalgionecid ürünleri kullanılarak su şartlandırma programı başlatılır.

Sistemin sorunsuz, hedeflenen verimde ve hastalık riski oluşturmayacak şekilde çalışması sağlanır.

+

Otel yöneticisi teknik müdür

Bakım ve montaj personeli

Soğutma kulesi, klima santrali, evaporatif kondenser ve chiller devresi operatörü

Yüzme ve spa havuzları işletmecisi, jeotermal tesis çalışanı, bakım ve temizlik elemanı

İşletme ve yardımcı üniteler mühendisi

Su şartlandırma uzmanı danışmanları

+

Soğutma kulesi

Evaporatif kondenser

Hastaneler

Kaplıca havuzları

Yüzme havuzu, spa havuzu

Jeotermal su sistemleri

Dekoratif fıskiyeler gibi insan yapısı su sistemleri

+

DALKİM Water Solutions, olası Lejyoner hastalığının oluşabileceği ortam ve koşullar için spesifik ürünler önermekte olup, Legionella kontrolünde bu ürünler aşağıda belirtilmiştir.

• Havalandırma, klima ve soğutma sistemleri Dalocid & Dalgionecid

• Temizlik ve dezenfeksiyon legionella kontrolü Daltivox,Dalocid, Dalgasit

• Yüzme havuzları Dalchlor,Dalgasit

• İçme ve kullanma suyu Dalfilm Serisi,

Dalgionecid: İçme suyu, proses ve soğutma suyu sistemlerinde Legionella kirliliğine karşı kullanılan bir üründür. Sistemde depozit oluşumunu önler. Buna bağlı depozit altı korozyonunu önler. Depozit altında bakteri üremesini engeller. Demir oksit bileşikleri oluşmaz. Anaerobik bakteri büyümesini önler. “Legionella” kontrolünü sağlar.

Dacoil Tabb: Klima sistemlerinin soğutma sularında, fan coil ve klima santralleri drenaj tavalarında kullanılan biyosittir. Tablet şeklindeki ürün, yavaşça çözünerek Legionella hastalıklarına yol açan bakterilerin kontrolünü sağlar.

Dalocid dk 800 – Dalocid dk 810 – Dalocid dk 820 – Dalocid dk 821: Endüstriyel ve sirkülasyonlu su sistemlerinde bakteri, mantar ve yosun oluşumunu engeller ve Legionella hastalıklarına yol açan bakteri türlerinin kontrol edilmesini sağlar.

DalChlor Serisi: Havuz sularında kullanılan ürünler, aktif klor içerikleri sayesinde bakterileri kısa sürede öldürüp, “Legionella” kontrolünü sağlarlar.

+

Su sistemlerinde mikrobiyal gelişimi takip etmek için dipslide uygulaması, ATP ölçümü ve laboratuvar ortamında kültür ya da mikroskopik sayım gibi metodlar kullanılabilir. Fakat, yüzeyde oluşan tutkalımsı yapışkan biyofilm miktarı, yukarıda sayılan metodlar ile suda tespit edilen bakteri miktarından çok farklıdır ve bu metodlar ile net ve sağlıklı sonuçlar elde edilemeyebilir. Bu nedenle, sistemlerde biyofilm oluşumunun ve miktarının yetersiz tespiti bakteriyi beslemeye ve kullanılan biyositlerin aktivitelerine karşı bakterileri korumaya devam eder.

Sadece iyi, kapsamlı ve ihtiyaca yönelik düzenlenmiş bir su şartlandırması biyofilm oluşumunu engelleyebilir. DalGio test kiti ile biyofilm miktarının belirlenmesi, biyositlerle ilgili işlemlerin çeşitli koşullara adaptasyonunu ve bu sayede Legionella hastalığı gibi mikrobiyolojik risklerin daha iyi kontrol edilmesini sağlar.

+

İçme ve kullanma suyunda mikroorganizma çoğalmasından dolayı olușan biyofilm tabakası bu sistemlerden yayılarak hastalık yapıcı etki gösterebilir. İçme ve kullanım suyunda ve bu suyun geçtigi hatlarda biyofilm tabakasının kontrolü, kireç ve korozyon kontrolü içme – kullanma suyunun kalitesi açısından çok önemlidir. Bu sistemlerde olușan korozyon ve kireç ise sudaki ağır metallerin konsantrasyonun artmasına ve böylelikle içme-kullanma suyu kalitesinin bozulmasına neden olurlar. Ayrıca içme-kullanma suyu boru hatlarında biriken kireç, korozyon ve diğer kirlilikler boru çapının daralmasına ve borularda delinmelere neden olarak ișletmelerin enerji maliyetlerini artırmaktadır.

İçme – kullanma suyu kimyasallarımız FDA normlarına uygun șekilde üretilmektedir.

+

CAS Numarası: 10049-04-4

Kimyasal Formülü: ClO2

Molekül ağırlığı: 67,5 g/mol

Görünümü: Sarı gaz

Kokusu: Tipik

Havadaki yoğunluğu: 2,4 (Hava=1, 273 K)

Erime noktası: – 59ºC

Kaynama noktası: 11ºC

DALTIV OX-20 ve DALTIV-8 kimyasallarının “DALKİM KLORDIOKSIT JENERATÖRÜ” ile karıșımının sağlanmasıyla sistemde anında klor dioksit üretimi. İçme ve kullanma suyunda FDA onaylı etkin biyofilm kontrolü, bakteri ve özellikle Legionella spp. kontrolü için önerilir.

Klor dioksit, ClO2 formülünde kimyasal bir bileşiktir. Klor dioksit Sir Humphrey Davy tarafından 1814 yılında bulunmuştur. Klor Dioksit dezenfektan olarak yerinde imal edilip kullanılabildiği gibi stabilize olarak da iki formda bulunabilir.

1. Toz Stabilize Klor Dioksit

2. Sıvı Stabilize Klor Dioksit

Klor dioksit (ClO2) havada aktif halde etki gösterebilen ve çok güçlü oksitleyici yapısı ile havadaki mantarlar, bakteriler ve virüsler gibi patojenik mikroorganizmaları etkili bir şekilde bertaraf edebilmektedir. Ayrıca havada mevcut olan ve insan sağlığını negatif olarak etkileyen kötü kokuların nötralizasyonunda da etkili bir şekilde kullanılmaktadır.

Bir dezenfektan olarak klor dioksit, mikroorganizmaların hücre duvarı ile doğrudan reaksiyona girme avantajına sahiptir. Bu reaksiyon, reaksiyon süresine veya konsantrasyona bağlı değildir. Oksitleyici olmayan dezenfektanların aksine, klor dioksit, aktif olmadıklarında bile mikroorganizmaları öldürür. Bu nedenle, mikroorganizmaları etkili bir şekilde öldürmek için gereken klor dioksit konsantrasyonu, oksitleyici olmayan dezenfektan konsantrasyonlarından daha düşüktür. Mikroorganizmalar klor dioksite karşı herhangi bir direnç oluşturamaz. Klor dioksit klora karşı dirençli patojenler Giardia ve Cryptosporidium’u etkili bir şekilde etkisiz hale getirir. Ayrıca bu özelliği ile anti-viral özelliği benzerlerine göre öne çıkmaktadır.

Klor dioksit, aşağıdakilere karşı etkilidir:

  • SARS-CoV-2 gibi virüsler, bakteri, mantarlar ve diğer mikroorganizmalar
  • Kısa maruz kalma süresi, geniş antimikrobiyalspektrum
  • Biyofilmlerin güvenilir şekilde uzaklaştırılması
  • Koloni etkisi oluşturan mikropların yeniden oluşumunu baskılar
  • Sürdürülebilir etkinlik: Direnç oluşumu mümkün değildir
  • Alerjen, koku, amonyak, çözücü, bakır veya gümüş iyonu içermez
  • PH’danötr, cildi tahriş etmez

AVANTAJLARI

Son yıllarda su dezenfeksiyonu için klora alternatif olarak klor dioksit kullanımına olan ilgi artmıştır. Klor dioksit çok etkili bir bakteriyel dezenfektandır ve virüs bulunduran suların dezenfeksiyonu için klordan daha etkilidir. Biyolojik filmi engeller ve ortadan kaldırır. Kötü koku ve tat problemlerine neden olan fenolleri yok eder. Klor dioksit demir ve manganın ortadan kaldırılmasında klordan daha etkilidir. Klor, yüksek pH larda dezenfeksiyonda yetersizken, klordioksit bütün pH aralıklarında etkilidir. Meyve, sebze ve tavukçuluk sektöründe kullanımında ürünün raf ömrünü uzatır. Bulunduğu ortamda bakteri yaşatmaz. Klordioksit, klordan farkli olarak, kanserojen olan trihalometan ve kloramin türevleri oluşturmaz.

DALKİM – DALTİVOX ürünü görünüm sarı sıvı, kokusu tipik yapısında bulunan aktif klordioksit ile oksitleyici özelliğe sahip olup, dezenfektan olarak kullanıma uygundur.

Ürün Özellikleri:

  • Klordioksit(ClO2) güçlü bir anti bakteriyel ve antiviral etkiye sahiptir.  Nesnelerin yüzeyini ve havayı dezenfekte eden güçlü bir ajandır.
  • İçerdiği etkin madde özelliği nedeni ile dezenfektan olarak DALKİM – DALTİVOX,havada etkinlik gösterme ve düşük konsantrasyonlarda etkili olma gibi benzersiz özellikleri nedeniyle tercih edilmektedir.
  • İsminde klor olmasına karşın bilinen klorlu dezenfektanların aksine oksijenin oksidasyon gücü üzerinden dezenfeksiyon yapar. Bu yüzden diğer klorlu dezenfektanlar gibi mutajenik (kanserojenik) etkisi olmayıp güvenli bir kullanım sağlar.
  • Moleküler yapıda serbest radikal içeren tek biyosittir. Bu özelliği etki süresini diğer dezenfektanlara göre oldukça hızlandırır.
  • Oksitleme potansiyeli bilinen diğer dezenfektanlara (klorlu dezenfektanlar ve hidrojen peroksit) göre5katfazlaolup,çok daha düşük konsantrasyonlarda yeterli dezenfeksiyon seviyesine ulaşılmasını sağlar.
  • Biyosidal olarak DALKİM – DALTİVOX(ClO2) içerdiği klordioksit molekülünün boyutu mikroorganizmalar ve virüslerden çok daha küçük olup (0.124nm), kullanım sırasında gaz olarak ortama salınması ile koliform mikroorganizmaların ve virüslerin gizlenebileceği herhangi bir alana kolayca nüfuz etmesine imkan sağlar.

Uygulama ve Etkin Madde(Klordioksit-ClO2)Özellikleri:

  • Uygulamada ürün seyreltilerek istenilen derişime getirilmekte ve çalışma güvenlikleri alındığında sağlığı ve doğayı tehdit eder riskler tamamen ortadan kaldırılmaktadır.
  • Havaya püskürtülerek yapılan uygulamalarda reaktif oran 300 mg/L(ppm)Klordioksit (ClO2) olarak ön görülmektedir. Uygulama konsantrasyonu 1L(300ppm DALKİM – DALTİVOX(ClO2))/m3 hava olarak yapıldığında  havadaki aktif madde oranı insan sağlığı için tehdit oluşturmayan mic. (minimum etkin konsantrasyon) değeri 0,3 ppm klordioksit olarak belirlenmiş durumdadır.
  • Bu oranın 1000 katı kullanıldığında yoğun  bir uygulama ile virüs ve bakterilerin dezenfeksiyonunun yapılacağı öngörülmüştür.
  • Kullanılan etkin maddeler özel olarak seçilmiş olup, insan sağlığını tehdit etmeyen gıda ve ilaçta kullanılabilecek nitelikte kimyasal maddelerdir.
  • Klordioksit (ClO2) ile ilgili olarak, koliform bakterilerinin ve Legionella gibi bazı bakteri patojenlerinin ClO2  tarafından in-aktivasyon önceki çalışmaların sonuçları ile tutarlı olarak etkinliği literatürde özetlenmiştir.
  • Bununla birlikte, son veriler, Klordioksit (ClO2) ‘ e karşı direncin, diğer birçok dezenfektan için olduğu gibi bakteri < virüsler <protozoan kistleri sırasına göre olduğunu göstermektedir.

Aktif Madde Klordioksit (ClO2) Etki Mekanizması

  • Klordioksit(ClO2) klora karşı dirençli patojenler GiardiaveCrypto-sporidium‘u etkili bir şekilde bertaraf eder.
  • Yüksek oksidatif potansiyeli ve radikalik gaz molekülü özelliği ile anti-viral özelliği benzerlerine göre öne çıkmaktadır.
  • Bakterilerin elimine edilmesinde klordioksit (ClO2) bakterinin hücre duvarına nüfuz eder.
  • Virüsler ise farklı bir şekilde elimine edilir; klordioksit, proteinlerin hidrolizinden oluşan poli aminoasit yapısındaki suda çözünür bir madde olan pepton ile reaksiyona girer. Böylece Klordioksit(ClO2) ,virüslerin yeni protein oluşumunu önleyerek onları öldürür.
  • Klordioksit(ClO2) virüslere karşı klor veya ozondan daha etkilidir.

KULLANIM ALANLARI

Klor dioksit kâğıt sanayinde ağartıcı olarak ve su arıtma tesislerinde dezenfeksiyon amaçlı yaygın olarak kullanılmaktadır. Su kaynaklarından fenol tipli atıkların ve alglerin temizlenmesini, demir ve manganın oksitlenerek daha kolay ayrıştırılması gibi oldukça spesifik alanlarda kullanılması söz konusudur.

Ayrıca unun ağartılması ve belediye içme sularının dezenfeksiyonunda da kullanılmıştır. Niagara Şelalesi’ndeki New York su arıtma tesisinde ilk olarak 1994 yılında içme suyundan fenolü uzaklaştırmak için klor dioksit kullanılmıştır. 1956 yılında Belçika ve Brüksel’ de klordan klordioksite geçildiğinde, klordioksit için içme suyu dezenfektanı olarak büyük bir tanıtım yapılmıştır. Su iyileştirmesi çalışmalarında serbest klor kullanıldığında oluşan trihalometan bileşiklerinin yok edilmesi için kullanılabilen iyi bir oksidanttır. Klordioksitin genel olarak kullanım alanları şu şekilde sınıflandırılabilir:

Reverse Osmosis (Ters Osmoz- RO ) Mebranın da Biyofilm Kontrolünde Klor Dioksit ( ClO2 )

Reverse Osmosis (Ters Osmoz – RO ) yöntemiyle Deniz suyu şartlandırılarak kullanılabilir ve içilebilir su elde edilebilmektedir. Deniz Suyunun dezenfeksiyonunda Reverse Osmosis (Ters Osmoz – RO ) yöntemi kullanılmasına karşın deniz suyunda bulunan mikrobiyolojik canlılar nedeniyle biyofilm tabakaları oluşmaktadır. Klor Dioksit deniz sularından oluşan biyofilm tabakalarını ortadan kaldıran, en yüksek verimi veren kimyasal olduğu Çevre Koruma Ajansları tarafından yapılan çalışmalarda kanıtlanmıştır. Klor Dioksit biyofilm tabakasını ortadan kaldırır ve Reverse Osmosis (Ters Osmoz – RO ) verimini arttırır. 0.2 – 0.3 ppm’lik Klor Dioksit ile Deniz suyunun dezenfeksiyonu sağlanabilmekte ve biyofilm tabakalarının oluşmasını engellemede kesin sonuç alınabilmektedir.

İçme Suyu Dezenfeksiyonunda Klor Diosit ( ClO2 )

İçilebilir su arıtımında dezenfeksiyon amaçlı Klor Dioksit uzun yıllardır şehir şebeke sularında kullanılmakta ve dezenfeksiyon sonucu oluşabilecek sağlığa zararlı yan ürün (trihalometan ve halojenli asetik asitler) oluşumunu engellemektedir; su içinde kimyasal ve kanserojen yan ürün oluşturmamakla birlikte su içinde bulunan yosunları, mikropları ve bakterileri öldürerek sudan bulaşacak hastalıkları engellemektedir. Amerika Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Tayvan Çevre Koruma Ajansı (TEPA) tarafından yapılan çalışmalar da Klor Dioksitle içme suların dezenfeksiyonunu destekler. 0.8 ppm’lik Klor Dioksit ile içme suyunun dezenfeksiyonu sağlanır ve içilebilir su için optimum değere ulaşılır

+

İçme – kullanma suyu boru hatlarında film tabakası olușturarak boru çeperlerinde kıșır korozyon artıklarının birikmesini engelleyici, dezenfekte edici kimyasal. FDA normlarına uygundur.

Yüzme havuzu sanitasyonu için uygulanması gereken programlar:

Kimyasal şartlandırma

Dezenfeksiyon

Rutin kimyasal ve bakteriolojik analizler

Spa havuzu hijyen kontrolünde uygulanması gereken programlar:

Legionella risk kontrolü

Kimyasal şartlandırma

Dezenfeksiyon

Rutin kimyasal ve bakteriolojik analizler

Dalkim Kimya laboratuvarlarında yapılan havuz testleri:

Toplam canlı bakteri sayımı

Toplam koliform

Escheria koli

Pseudomonas aeurigonasa

Avrupa’da ve Amerika’da Legionella kontrolü için yapılan düzenlemeler:

Amerika Birleşik Devletleri ve tüm Avrupa ülkeleri, ülkelerinde yaşanan salgınları derinlemesine incelemiş, nedenlerini ve önleyici müdahaleleri ortaya koymuş ve Legionella kontrolü ile ilgili yasal düzenlemeler yapmışlardır. Avrupa Birliği’ne üyelik yolunda ilerleyen Türkiye de, Legionella kontrolü bakımından Avrupa ülkelerinin mercek altına aldığı bir ülkedir. Seyahat İlişkili Lejyoner Hastalığı Sürveyansı Avrupa Komisyonu (EWGLINET)’nun işbirlikçi ülkesi olan Türkiye, Sağlık Bakanlığı kanalıyla Lejyoner Hastalığı Kontrol genelgesi yayımlamıştır. Böylece, artık ülkemizde de bina su sistemlerindeki su hijyeninin önemi konusunda hükümet ve kamu düzeyinde bilincin yaygınlaştığı görülmektedir.

+

DALGIONECID Endüstriyel su hijyeni, soğutma sisteminin tipine göre seçilen kireç-korozyon inhibitörü, dispersantın yanında DALGIONECID kimyasalımız ile yapılır.

DALTERMAL Jeotermal kuyularda yüksek ısı ve yüksek kireç oranından kaynaklanan kışır-kireç oluşumunu engelleyici özel inhibitör. Kalsiyum, magnezyum, demir ve bakır sekuestranı

DALFLOC Askıdaki parçacıkları yumaklaştırıp çöktürücü

DALOXI Acil ve şok dezenfektan

DALCLOR %56 %56 aktif klor içeren havuz dezenfektanı

DALCLOR %90 %90 aktif klor içeren havuz dezenfektanı

DALPLUS pH İdeal pH aralığında olmayan sular için pH yükseltici

DALMINUS pH İdeal pH aralığında olmayan sular için pH düşürücü

DALALGASİT Havuz yüzeylerinde yosunlaşmayı önleyici kimyasal

DALFLOC Askıdaki parçacıkları yumaklaştırıp çöktürücü

DALSHINE Suya donuk renk veren ve kışır-kireç yapan iyonları tutucu özel karışım

DALCLEANER Havuz yüzeylerinde ve ekipmanlarda biriken kireç ve kirlilik temizleyici

DALOXI MPT Monopersülfat tablet

DALOXI MP Granül monopersülfat

DALWIN Kış bakımı esnasında havuzda yosunlaşmayı önler